- 6 Ara 2018
- 1,014
- 396
Çoğumuz parayı Lidyalıların bulduğunu öğrendik ve parayla ilgili konularda hep onlara yüklendik. Peki gerçekten de öyle mi? Tabi ki değil, parayı Lidyalılar bulmadı.
Para kavramı ve parasal sistem ne kadar yaratıcı olursa olsun tek bir kralın tek başına ve bir anda oluşturamayacağı kadar karmaşıktır.
İnsanlar bir şeyler yakalamaya, toplamaya ve üretmeye başladığından bu yana ihtiyaçları olan farklı şeylere sahip olmak için değişik yöntemler kullandı. Takas elbette bunların ilkiydi. Bir ayakkabı alacaksanız ayakkabı yapan insana bir çuval elma vermeniz gerekirdi. Ama sistem belli bir noktadan sonra tıkanıyordu. Ayakkabacı yaptığı her ayakkabı için çuvallar dolusu elma alamazdı. Bunları taşıması, saklaması ve yemesi hep sorun yaratırdı. Takas sadece küçük mal değişimlerinde işe yarayan bir uygulamaydı.
Para bu noktada devreye girdi. Aslında paranın gücü değişim garantisinde ve gücündedir. Bir maddenin para olarak tanımlanabilmesi için herkes tarafından değişim yeteneğinin kabul edilmesi gerekir. Paranın niteliği çok önemli değildir. Bugün para olarak kullandığımız kağıtların gerçekte tek başlarına hiçbir değeri yoktur.
Gelelim sorunun yanıtına. Parayı da yazıyı olduğu gibi Sümerler geliştirmiştir. Tarihte bilinen ilk para arpadır. Arpaya dayalı parasal sistem Sümerlerde M.Ö 3000’lerde yazıyla aynı koşullarda ortaya çıktı ve kullanılmaya başladı. Arpa kullanmanın takas etme yönteminden farkı vardı. Sümerler mal ve hizmetleri bir tarifeye bağlı olarak arpa ile ödüyor ya da satın alıyordu. Örneğin bir kilo et için 10 kilo arpa ödeniyordu. Arpa aslında mal veya hizmet karşılığı sabit değerli bir nesneydi. Arpanın para olarak tanımlanmasının nedeni budur. Arpayla her şeyi alabilirdiniz. Bu sistem uzun süre kullanıldı. Sümerliler her şeyin karşılığını arpa olarak hesaplıyordu.
Arpaya benzer şekilde tarihin birçok döneminde tuz da bir değişim aracı olarak kullanıldı. Mesela Romalılar askerlerin maaşlarını tuz ile ödüyordu. Hatta İngilizce salary yani maaş kelimesi ile Romence tuz kelimesinden geliyor.
Ancak arpanın ya da tuzun taşınması ve muhafaza edilmesi de zorluk yarattığı için farklı bir değişim nesnesi gerekiyordu.
Bu noktada devreye metaller girdi. Sümerliler arpadan sonra gümüş “şekel”e geçti. Gümüş şekel bildiğimiz madeni para gibi değildi. Bir şekel 8.33 gram gümüş demekti. Gümüş ya da metal para sistemi binlerce yıl kullanıldı ve yaygınlaştı.
Lidya Kralı Alyates’in bastırdığı ilk paralar böyleydi.
Lidyalıların parayı bulma meselesi ise ilk madeni parayı bastırmalarıyla ilgili bir durum. Lidya Kralı Alyatyes, bugün Ege bölgemize düşen topraklarda tarihin ilk madeni parasını bastırdı ve tedavüle soktu. Bugün kullandığımız bütün metal paralar Alyates’in sikkelerinin soyundan geliyor.
Para kavramı ve parasal sistem ne kadar yaratıcı olursa olsun tek bir kralın tek başına ve bir anda oluşturamayacağı kadar karmaşıktır.
İnsanlar bir şeyler yakalamaya, toplamaya ve üretmeye başladığından bu yana ihtiyaçları olan farklı şeylere sahip olmak için değişik yöntemler kullandı. Takas elbette bunların ilkiydi. Bir ayakkabı alacaksanız ayakkabı yapan insana bir çuval elma vermeniz gerekirdi. Ama sistem belli bir noktadan sonra tıkanıyordu. Ayakkabacı yaptığı her ayakkabı için çuvallar dolusu elma alamazdı. Bunları taşıması, saklaması ve yemesi hep sorun yaratırdı. Takas sadece küçük mal değişimlerinde işe yarayan bir uygulamaydı.
Para bu noktada devreye girdi. Aslında paranın gücü değişim garantisinde ve gücündedir. Bir maddenin para olarak tanımlanabilmesi için herkes tarafından değişim yeteneğinin kabul edilmesi gerekir. Paranın niteliği çok önemli değildir. Bugün para olarak kullandığımız kağıtların gerçekte tek başlarına hiçbir değeri yoktur.
Gelelim sorunun yanıtına. Parayı da yazıyı olduğu gibi Sümerler geliştirmiştir. Tarihte bilinen ilk para arpadır. Arpaya dayalı parasal sistem Sümerlerde M.Ö 3000’lerde yazıyla aynı koşullarda ortaya çıktı ve kullanılmaya başladı. Arpa kullanmanın takas etme yönteminden farkı vardı. Sümerler mal ve hizmetleri bir tarifeye bağlı olarak arpa ile ödüyor ya da satın alıyordu. Örneğin bir kilo et için 10 kilo arpa ödeniyordu. Arpa aslında mal veya hizmet karşılığı sabit değerli bir nesneydi. Arpanın para olarak tanımlanmasının nedeni budur. Arpayla her şeyi alabilirdiniz. Bu sistem uzun süre kullanıldı. Sümerliler her şeyin karşılığını arpa olarak hesaplıyordu.
Arpaya benzer şekilde tarihin birçok döneminde tuz da bir değişim aracı olarak kullanıldı. Mesela Romalılar askerlerin maaşlarını tuz ile ödüyordu. Hatta İngilizce salary yani maaş kelimesi ile Romence tuz kelimesinden geliyor.
Ancak arpanın ya da tuzun taşınması ve muhafaza edilmesi de zorluk yarattığı için farklı bir değişim nesnesi gerekiyordu.
Bu noktada devreye metaller girdi. Sümerliler arpadan sonra gümüş “şekel”e geçti. Gümüş şekel bildiğimiz madeni para gibi değildi. Bir şekel 8.33 gram gümüş demekti. Gümüş ya da metal para sistemi binlerce yıl kullanıldı ve yaygınlaştı.
Lidya Kralı Alyates’in bastırdığı ilk paralar böyleydi.
Lidyalıların parayı bulma meselesi ise ilk madeni parayı bastırmalarıyla ilgili bir durum. Lidya Kralı Alyatyes, bugün Ege bölgemize düşen topraklarda tarihin ilk madeni parasını bastırdı ve tedavüle soktu. Bugün kullandığımız bütün metal paralar Alyates’in sikkelerinin soyundan geliyor.