“MLS takımları sürekli Ibrahimovic, Rooney gibi oyuncuları nasıl alıyor?” sorusu, hiç kuşkusuz bu lige dair en çok yöneltilen soru olarak karşımıza çıkıyor. Fakat durum sanıldığı gibi değil!
MLS takımları, sözleşmeleri belirli kriterlere ve belirli limitlere göre yapıyor. MLS, Amerikan Ulusal Üst Ligi olmasına rağmen sadece Amerikan takımlarının mücadele ettiği bir platform değil. Kanada’dan da takımların yer aldığını ve hatta Porto Riko’dan bile takımların MLS’e katılmalarının gündeme geldiğini söyleyebiliriz.
İkinci olarak da bu ligde küme düşmek diye bir durum yok. Ligin kulüpleri aslında ligin birer ortağı. Yani MLS, aslında bir kulüpler konfederasyonu şeklinde. Bu yüzden de ligin ortağı ligden düşemez. NBA gibi Doğu ve Batı konferansına sahip olan bu lig, her konferansta 12’şer takıma sahip. Ligin yenisi Cincinnati FC bu sene lige yeni bir giriş yapacak. Ayrıca Miami ve Nashville’den sonra Austin kenti de ligin “genişleme” takımlarından biri oldu. Bu üç takım gelecek üç sezon içinde lige dahil edilecek.
Bu sezon play-off’lara katılmak için konferansı lider bitirmek daha da önemli. Konferansın ilk 7 takımı play-off serisine katılırken, konferans liderleri direkt olarak konferans yarı finaline yükselecek. Play-off oynamaya hak kazanan 6 takım ise aralarında sıralamaya bağlı eşleşerek tek maç oynayacak. 6 takımdan 3 konferans yarı finaline çıkacak. Konferans finalini kazanan takım ise MLS kupası maçını oynamaya hak kazanacak.
Kadro planlamasında, as takıma 20 oyuncu kaydedilebilecek ve bu 10 oyuncu “Deneyimli oyuncu” olarak kadroya kaydedilecek. Normal sezonda forma şansı bulamayacak ama uzun süren sakatlıkların oluşması durumunda as kadroya kaydedilecek “Rezerv oyuncu” kadrosu da var ve bu oyuncular da 10 kişi kadar kaydedilebiliyor.
Seçilmiş oyuncu kontratı ise bundan 12 yıl önce David Beckham’ın LA Galaxy’e transferiyle başladı. MLS birliği “seçilmiş oyuncu“ adında bir kontrat çeşidi çıkartıp yıldız oyuncuların MLS’e gelmesine imkan tanıdı. Freddie Ljungberg, Thierry Henry, Frank Lampard, Andrea Pirlo, Kaka, Nani, Zlatan Ibrahimovic gibi yıldızlar da bu kontrat sayesinde MLS’e geldiler.
Ligin içerisinde bir maaş bütçesi havuzu var ve bu havuz, her takıma eşit derecede paylaştırılmış durumda. Bunun ana sebebi ise ligin bir federasyon şeklinde, hatta tüm kulüplerin ligin ortak sahibi olmasından ötürü kaynaklanıyor. Bu maaş bütçesi havuzundan seçilmiş oyuncuya aktarılabilecek para ise deneyimli oyuncunun alabileceği en yüksek kontrata denk geliyor. MLS kulüplerinin sahipleri ise Zlatan gibi oyuncuları getirebilmek için bu paranın üstüne kendi cebinden para veriyor hatta gerekirse de kulüp hisselerinden pay, oyuncu imaj hakkı gelirlerinin tamamen oyuncuya devredilmesi gibi aslında standart kontrattan daha çok kazandırabilecek yöntemleri kullanıyor.
Fourfourtwo.com'dan alıntıdır .
MLS takımları, sözleşmeleri belirli kriterlere ve belirli limitlere göre yapıyor. MLS, Amerikan Ulusal Üst Ligi olmasına rağmen sadece Amerikan takımlarının mücadele ettiği bir platform değil. Kanada’dan da takımların yer aldığını ve hatta Porto Riko’dan bile takımların MLS’e katılmalarının gündeme geldiğini söyleyebiliriz.
İkinci olarak da bu ligde küme düşmek diye bir durum yok. Ligin kulüpleri aslında ligin birer ortağı. Yani MLS, aslında bir kulüpler konfederasyonu şeklinde. Bu yüzden de ligin ortağı ligden düşemez. NBA gibi Doğu ve Batı konferansına sahip olan bu lig, her konferansta 12’şer takıma sahip. Ligin yenisi Cincinnati FC bu sene lige yeni bir giriş yapacak. Ayrıca Miami ve Nashville’den sonra Austin kenti de ligin “genişleme” takımlarından biri oldu. Bu üç takım gelecek üç sezon içinde lige dahil edilecek.
Bu sezon play-off’lara katılmak için konferansı lider bitirmek daha da önemli. Konferansın ilk 7 takımı play-off serisine katılırken, konferans liderleri direkt olarak konferans yarı finaline yükselecek. Play-off oynamaya hak kazanan 6 takım ise aralarında sıralamaya bağlı eşleşerek tek maç oynayacak. 6 takımdan 3 konferans yarı finaline çıkacak. Konferans finalini kazanan takım ise MLS kupası maçını oynamaya hak kazanacak.
Kadro planlamasında, as takıma 20 oyuncu kaydedilebilecek ve bu 10 oyuncu “Deneyimli oyuncu” olarak kadroya kaydedilecek. Normal sezonda forma şansı bulamayacak ama uzun süren sakatlıkların oluşması durumunda as kadroya kaydedilecek “Rezerv oyuncu” kadrosu da var ve bu oyuncular da 10 kişi kadar kaydedilebiliyor.
Seçilmiş oyuncu kontratı ise bundan 12 yıl önce David Beckham’ın LA Galaxy’e transferiyle başladı. MLS birliği “seçilmiş oyuncu“ adında bir kontrat çeşidi çıkartıp yıldız oyuncuların MLS’e gelmesine imkan tanıdı. Freddie Ljungberg, Thierry Henry, Frank Lampard, Andrea Pirlo, Kaka, Nani, Zlatan Ibrahimovic gibi yıldızlar da bu kontrat sayesinde MLS’e geldiler.
Ligin içerisinde bir maaş bütçesi havuzu var ve bu havuz, her takıma eşit derecede paylaştırılmış durumda. Bunun ana sebebi ise ligin bir federasyon şeklinde, hatta tüm kulüplerin ligin ortak sahibi olmasından ötürü kaynaklanıyor. Bu maaş bütçesi havuzundan seçilmiş oyuncuya aktarılabilecek para ise deneyimli oyuncunun alabileceği en yüksek kontrata denk geliyor. MLS kulüplerinin sahipleri ise Zlatan gibi oyuncuları getirebilmek için bu paranın üstüne kendi cebinden para veriyor hatta gerekirse de kulüp hisselerinden pay, oyuncu imaj hakkı gelirlerinin tamamen oyuncuya devredilmesi gibi aslında standart kontrattan daha çok kazandırabilecek yöntemleri kullanıyor.
Fourfourtwo.com'dan alıntıdır .
