- 10 Eki 2018
- 10,225
- 13,474
LAĞIM ÇUKURU
Ben kimim?
Ben neyim şu koskaca evrende?
Bir kum tanesimi,yoksa o tanenin de tanesi miyim?
Matematiksel konuşmak gerekirse 0 mıyım ben?
Beni ne ile çarparsan çarp yine 0 mı ederim?
Böl desende beni bölemessin ki sıfırla...
Beni anca toplarsın sen,beni neyle toplarsan o ederim.
Beni güzel gördüğün kadar güzel,çirkin gördüğün kadar da çirkinim aslında.
Ben senin kaLbinin gördüğü kadarım etsem etsem gözünde bir toplama ederim
Ben senim sende bensin aslında.
Sıkıntı süreçlerden geçtiğimiz şu günlerde hiç alışkanlığım olmayan kitap
okuma alışkanlığı edindirdim kendime bu benim için çok büyük bir şans oldu.
Okudum hep okudum,düşündüm düşündükçe derinlere daldım,derinlere daldıkça
kendimi buldum kendimi buldukça 25 yıllık ömrümün lağım çukurundan ibaret
olduğunu geçte olsa anladım.
Yazdığım ve yazacaklarım tüm kalbimle ve samimiyetimle yazılmış 25 yıllık
ömrümün özetlenmiş halidir.
18 yaşıma kadar sıradan bir hayat geçirdim okul ev esnaf olan baba yanı vs..
18 yaşımı devirmemle birlikte üniversite hayatına atıldım bir meslek yüksek
okula kayıt oldum sınıfımda çok başarılıydım fakat orada ki maceram sadece
6 ay sürdü. Uyuşturucu batağına düşmüş insanların tamda içindeydim eğer orada
kalsa idim onlar gibi olabilirdim. Ailemide karşıma alarak o çok başarılı olduğum
bölümü bırakmak zorunda kaldım. Tabi beraberinde kaldığım özel yurdun borç senetleri ile
birlikte..
1.5 yıl kadar çalıştım borçlarımı ödedim yaşım 20 oldu....
Çocukluğumdan beri hayalini kurduğum beden eğitimi ögretmenliğini kazanabilmek için
kurslara vs gittim ve ilk senemde çocukluğumdan beri hayalini kurduğum beden eğitimi ögretmenliğini
kazandım.
Şuan bahsedeceğim satırlarda gösterişten riyadan Allaha sığınırım sadece hissettiklerimi
düşüncelerimi paylaşmak ve nasibi olana kendi hayatımdan örnekler göstererek ders çıkartmasını temenni
ettiğim için yazacağım.
İlk üniversitemi bıraktıktan kısa bir süre çalışmaya başladım ve o dönemlerde namazada başladım.
Her günüm ibadetle geçiyor hergün Allah'ı zikrediyor kalben ve fikren iliklerime kadar Allah'ın rahmetini
bereketini üzerimde hissediyordum o nasıl bir ruh halidir ki anlatması sözcüklere sığmaz...
Düşünün ki bir toprak toprakta köklenen ağaç ağacın dalları,dalları yeşerten yapraklar
yaprakların hemen dibinde biten meyveler.. Toprağa ağaca yapragına dalına meyvesine bakışım bana hep
Allah'ın rahmetini ve bereketini hatırlatıyordu bambaşka bir ruh hali işte herkes ağaca aynı bakmaz...
Üniversiteye başladım 25 yıllık örümün en acıklı sahnelerini bu dönemde yaşadım.. Bu dönemde kendimi kaybettim
kendimi çok aradım bulamadım.. Bulmakta istemedim..
Maddi geliri kötüde olmasa orta derecede denilebilecek bir ailede büyüdüm, her istediğim olmasada elleri öpülesi
babam kimseyede muhtaç etmedi.Onlara yük olmak istemiyordum ilk üniversiteyi bırakma mecburiyetimden dolayı aileme
karşı kendimi hep mahçup hissettim. Onlara yük olmak istemiyordum. Çalışmakta istiyordum okul ile birlikte ama okul
saatleri çok dengesiz olduğu için herhangi bir işte bulamıyordum. Devletten bursta alamıyordum üniversiteyi bıraktığım
için, tek gelir kapım ailemdi onlara her yük oluşum beni hergün içten içe bitiriyor kendimce çok farklı psikolojik baskılara maruz
kalıyordum...
Tamda bu süre içerisinde iddaya başladım ve beni buralara kadar sürükleyen,bu forumda olmama sepep,beni benden edip kendimi kaybettiğim süreç...
İddaa denilen illetin hayatıma girmesi ile başladı herşey. 20 yıllık beni benden alıp beni lağım çukuruna iten süreç...
Gün oldu çok büyük kayıplar yaşayıp gün oldu çok büyük kazançlar elde edip çalışarak alın teri dökerek asla bir arada göremeyeceğim paraları gördüm
banka hesaplarımda.Geçen her gün çalışmayarakta para kazanılabileceği hissini verdi bu illet bana ve bu his o kadar tehlikeliki siz oyuncular
bunu en iyi anlayardansınız çok iyi biliyorum. Geçen her gün tembelleştim çalışma hissi günden güne kayboldu içimde kazanç kapısı olarak gördüm iddaayı hep.
Kazandım kaybettim bu kayıp ve kazançlar beni psikolojık olarak çek etkiledi. Özelliklede kayıp yaşadığım dönemler..
Kayıplarla birlikte gelen çaresizlik hissi biriken kiralar faturalar borçlar psikolojik anlamda çöküntü yaşamama sebep oldu.
En sevdiğim insanları bu dönemlerde kaybetmeye başladım. Kayıp demekte doğru olmaz sanırım insanları düştükten sonra tanıdım...
Gün oldu ailemin kalbini kırdım gün oldu ilk okul 6. sınıftan beri sevdiğim güzel yüzlümün,gün oldu en yakın arkadaşlarımın akrabalarımın...
Kim kaldı geriye birtek biliyor musunuz? Arkadaşlarım gitti güzel yüzlümde yok.. Arkadaşlarımda akrabalarımda..Kimsem kalmadı,kimsem yok;
Bir AİLEM bir Rabbimden başka..
Aile insanın herşeyidir bunu o kadar iyi anladım ki herkes gitse bile onlar hep oluyor.Ailenizi sevin arkadaşlar bilerek ve istemeyerek
onları üzmekten çekinin çünkü bunun vicdan azabı çok büyük oluyor.
İşte bu süreç içinde içinde bulunduğum psikolojik nedenler tenin ve bedenin asıl sahibi olan Rabbi'de unutturdu bana.. O 5 vakit namazı ihmal etmeyen genç
Ne Rabbini nede kendini tanır oldu.. Cuma namazına dahi gitmez oldum haram boğazdan girdiğinde sen istesende onun kapısına yönelemiyorsun bir mühür var gibi..
Ne günah işlemekten korktum nede haram yemekten.Yediğim her haram lokma bana hep tatlı geldikçe daha da çok dipe battım..
Ben tüm bunların pişmanlığını bir ömür boyu yaşayacağım çokta birşey kaybetmiş sayılmam üniversitemi sorarsanız eğer önümüzde ki yıl 6. sene olacak 1 dönem derslerim
duruyor onları verdiğimde bitecek okulum...
Kendimi buldum ve hatamı gördüm, okudum okudukça okudum okuyun okudukça göreceksiniz ki kendinizi bulacaksınız..
Bu illet bana sevdiğim şeyleri kaybettirmekten başka hiç birşey vermedi..
Sen güzel kardeşim,ağabeyim,büyüğüm her ne isen.. Hiç birşey için geç değil..
Yazıma başlamadan önce bahsettiğim gibi dini yönden yaşantımı ne bir gösteriş nede bir riya üzerine yazmadım neyken ne olduğumu görün diye herşeyi tüm pürüzlüğü ile yazmak istedim
Benden daha fazla şeyler alıp götürmesine izin vermeyeceğim bu illetin benden bu kadar artık bırakıyorum hemde bir daha dönmemek üzere.
İsteyerek yada istemeden kalbini kırdığım birileri olduysa eğer affola hakkınızı helal edin.
Hoşçakalın..
Ben kimim?
Ben neyim şu koskaca evrende?
Bir kum tanesimi,yoksa o tanenin de tanesi miyim?
Matematiksel konuşmak gerekirse 0 mıyım ben?
Beni ne ile çarparsan çarp yine 0 mı ederim?
Böl desende beni bölemessin ki sıfırla...
Beni anca toplarsın sen,beni neyle toplarsan o ederim.
Beni güzel gördüğün kadar güzel,çirkin gördüğün kadar da çirkinim aslında.
Ben senin kaLbinin gördüğü kadarım etsem etsem gözünde bir toplama ederim
Ben senim sende bensin aslında.
Sıkıntı süreçlerden geçtiğimiz şu günlerde hiç alışkanlığım olmayan kitap
okuma alışkanlığı edindirdim kendime bu benim için çok büyük bir şans oldu.
Okudum hep okudum,düşündüm düşündükçe derinlere daldım,derinlere daldıkça
kendimi buldum kendimi buldukça 25 yıllık ömrümün lağım çukurundan ibaret
olduğunu geçte olsa anladım.
Yazdığım ve yazacaklarım tüm kalbimle ve samimiyetimle yazılmış 25 yıllık
ömrümün özetlenmiş halidir.
18 yaşıma kadar sıradan bir hayat geçirdim okul ev esnaf olan baba yanı vs..
18 yaşımı devirmemle birlikte üniversite hayatına atıldım bir meslek yüksek
okula kayıt oldum sınıfımda çok başarılıydım fakat orada ki maceram sadece
6 ay sürdü. Uyuşturucu batağına düşmüş insanların tamda içindeydim eğer orada
kalsa idim onlar gibi olabilirdim. Ailemide karşıma alarak o çok başarılı olduğum
bölümü bırakmak zorunda kaldım. Tabi beraberinde kaldığım özel yurdun borç senetleri ile
birlikte..
1.5 yıl kadar çalıştım borçlarımı ödedim yaşım 20 oldu....
Çocukluğumdan beri hayalini kurduğum beden eğitimi ögretmenliğini kazanabilmek için
kurslara vs gittim ve ilk senemde çocukluğumdan beri hayalini kurduğum beden eğitimi ögretmenliğini
kazandım.
Şuan bahsedeceğim satırlarda gösterişten riyadan Allaha sığınırım sadece hissettiklerimi
düşüncelerimi paylaşmak ve nasibi olana kendi hayatımdan örnekler göstererek ders çıkartmasını temenni
ettiğim için yazacağım.
İlk üniversitemi bıraktıktan kısa bir süre çalışmaya başladım ve o dönemlerde namazada başladım.
Her günüm ibadetle geçiyor hergün Allah'ı zikrediyor kalben ve fikren iliklerime kadar Allah'ın rahmetini
bereketini üzerimde hissediyordum o nasıl bir ruh halidir ki anlatması sözcüklere sığmaz...
Düşünün ki bir toprak toprakta köklenen ağaç ağacın dalları,dalları yeşerten yapraklar
yaprakların hemen dibinde biten meyveler.. Toprağa ağaca yapragına dalına meyvesine bakışım bana hep
Allah'ın rahmetini ve bereketini hatırlatıyordu bambaşka bir ruh hali işte herkes ağaca aynı bakmaz...
Üniversiteye başladım 25 yıllık örümün en acıklı sahnelerini bu dönemde yaşadım.. Bu dönemde kendimi kaybettim
kendimi çok aradım bulamadım.. Bulmakta istemedim..
Maddi geliri kötüde olmasa orta derecede denilebilecek bir ailede büyüdüm, her istediğim olmasada elleri öpülesi
babam kimseyede muhtaç etmedi.Onlara yük olmak istemiyordum ilk üniversiteyi bırakma mecburiyetimden dolayı aileme
karşı kendimi hep mahçup hissettim. Onlara yük olmak istemiyordum. Çalışmakta istiyordum okul ile birlikte ama okul
saatleri çok dengesiz olduğu için herhangi bir işte bulamıyordum. Devletten bursta alamıyordum üniversiteyi bıraktığım
için, tek gelir kapım ailemdi onlara her yük oluşum beni hergün içten içe bitiriyor kendimce çok farklı psikolojik baskılara maruz
kalıyordum...
Tamda bu süre içerisinde iddaya başladım ve beni buralara kadar sürükleyen,bu forumda olmama sepep,beni benden edip kendimi kaybettiğim süreç...
İddaa denilen illetin hayatıma girmesi ile başladı herşey. 20 yıllık beni benden alıp beni lağım çukuruna iten süreç...
Gün oldu çok büyük kayıplar yaşayıp gün oldu çok büyük kazançlar elde edip çalışarak alın teri dökerek asla bir arada göremeyeceğim paraları gördüm
banka hesaplarımda.Geçen her gün çalışmayarakta para kazanılabileceği hissini verdi bu illet bana ve bu his o kadar tehlikeliki siz oyuncular
bunu en iyi anlayardansınız çok iyi biliyorum. Geçen her gün tembelleştim çalışma hissi günden güne kayboldu içimde kazanç kapısı olarak gördüm iddaayı hep.
Kazandım kaybettim bu kayıp ve kazançlar beni psikolojık olarak çek etkiledi. Özelliklede kayıp yaşadığım dönemler..
Kayıplarla birlikte gelen çaresizlik hissi biriken kiralar faturalar borçlar psikolojik anlamda çöküntü yaşamama sebep oldu.
En sevdiğim insanları bu dönemlerde kaybetmeye başladım. Kayıp demekte doğru olmaz sanırım insanları düştükten sonra tanıdım...
Gün oldu ailemin kalbini kırdım gün oldu ilk okul 6. sınıftan beri sevdiğim güzel yüzlümün,gün oldu en yakın arkadaşlarımın akrabalarımın...
Kim kaldı geriye birtek biliyor musunuz? Arkadaşlarım gitti güzel yüzlümde yok.. Arkadaşlarımda akrabalarımda..Kimsem kalmadı,kimsem yok;
Bir AİLEM bir Rabbimden başka..
Aile insanın herşeyidir bunu o kadar iyi anladım ki herkes gitse bile onlar hep oluyor.Ailenizi sevin arkadaşlar bilerek ve istemeyerek
onları üzmekten çekinin çünkü bunun vicdan azabı çok büyük oluyor.
İşte bu süreç içinde içinde bulunduğum psikolojik nedenler tenin ve bedenin asıl sahibi olan Rabbi'de unutturdu bana.. O 5 vakit namazı ihmal etmeyen genç
Ne Rabbini nede kendini tanır oldu.. Cuma namazına dahi gitmez oldum haram boğazdan girdiğinde sen istesende onun kapısına yönelemiyorsun bir mühür var gibi..
Ne günah işlemekten korktum nede haram yemekten.Yediğim her haram lokma bana hep tatlı geldikçe daha da çok dipe battım..
Ben tüm bunların pişmanlığını bir ömür boyu yaşayacağım çokta birşey kaybetmiş sayılmam üniversitemi sorarsanız eğer önümüzde ki yıl 6. sene olacak 1 dönem derslerim
duruyor onları verdiğimde bitecek okulum...
Kendimi buldum ve hatamı gördüm, okudum okudukça okudum okuyun okudukça göreceksiniz ki kendinizi bulacaksınız..
Bu illet bana sevdiğim şeyleri kaybettirmekten başka hiç birşey vermedi..
Sen güzel kardeşim,ağabeyim,büyüğüm her ne isen.. Hiç birşey için geç değil..
Yazıma başlamadan önce bahsettiğim gibi dini yönden yaşantımı ne bir gösteriş nede bir riya üzerine yazmadım neyken ne olduğumu görün diye herşeyi tüm pürüzlüğü ile yazmak istedim
Benden daha fazla şeyler alıp götürmesine izin vermeyeceğim bu illetin benden bu kadar artık bırakıyorum hemde bir daha dönmemek üzere.
İsteyerek yada istemeden kalbini kırdığım birileri olduysa eğer affola hakkınızı helal edin.
Hoşçakalın..